Sayfalar

28 Şubat 2010 Pazar

Şifreli Yayınlar ve Koşullu Erişim

Yayınların şifrelenmesi neden gerekiyor?
Radyo televizyon prodüksiyonları masraflı işlerdir. Çoğu zaman özellikle en masraflı olan prodüksiyonlar aynı zamanda en çok talep görenleridir. O nedenle bunları yayınlayan şirketler yayınladığı içeriklerin kıymetine göre ve özellikle "premium yayınlar" için prodüksiyon sahiplerine yüksek bedeller ödemek zorundadır. Örneğin futbol maçlarının yayın izinleri için yapılan anlaşmalar yayıncıya milyar dolarları bulan yükümlülükler getirebiliyor. Yayıncı satın aldığı tüm içerikler için yapılması gereken yüklü ödemelerin yanısıra miltyonlarca dolar uydu transponder kiraları, stüdyo, uplink hizmetleri v.b. için de para öder. Tabii ki ticari olarak bu ödemelerin yapılabilmesi için bu işin bir de gelir tarafı olması gerek. Yayınları izleyenler bu paraları bir şekilde ödeyecekler ki bu çark dönebilsin. Ödeme mutlaka yapılacaktır. Ancak, bu üç türlü olabilir.

1. Kamu Yayını: Ödemeleri devlet yapar, ne izleyeceğinize o karar verir, masraflarını sizden bandrol, elektrik, su, telefon gibi çeşitli temel servis faturalarınıza eklentiler ve vergilerle toplar. Kamu yayıncısının etkisi altında olduğu hükümetin ve siyasilerin size izletmek isteyeceği şeylerle sizin izlemek isteyeceğiniz şeylerin aynı şeyler olmadığı durumda sizin için en kötü ve en pahalı seçenek budur.

2. Şifresiz Özel Yayın: Ödemeleri reklam verenler yapar. Siz reklamlarla yönlendirildiğiniz malları satın alırken aldığınız her malın fiyatının içinde ödersiniz. Bunun sakıncası izleyeceğiniz her programın bu reklamlara göre hazırlanmış olması ve her filmin her önemli sahnesinin ortasına, ve ciddi konuşmaların her cümlesinin ortasına rahatsız edici bir şekilde bu reklamların girmesidir. Üstelik bu reklamların satın almanızdaki fiili etkinliği azaldıkça reklamların yayın süresi artmaktadır. Kesinlikle çözüm değildir.

3. Şifreli Paralı Yayın: Çağımızdaki en ideal çözüm doğrudan ödemeli bu televizyon sistemidir. İzlediğiniz yayın için ödeme yaparsınız. Bu şekilde beğenmediğiniz bir yayın için ödeme yapmak zorunda olmayacağınızdan yayınlar tam istediğiniz gibi olmak için ellerinden geleni yaparlar. Tam ve gerçek rekabet olacağından fiyatlar da düşer, kalite artar.

Şifre bunun için gerekmektedir. Yani vazgeçilmezdir. Halen “eğer bir yayın izlenmeye değer ise şifrelenmeye de değer” sloganı kullanılıyor. Son derece doğrudur. İzlenmeye değer birşey üretip onu tam bizim kullanabileceğimiz halde bize getirip sunanların bunun karşılığını doğrudan almasından daha doğal ne olabilir ki?. Dijital yayınlar teknik yapısı bakımından bu konuda bir avantaj sağlamaktadırlar. O nedenle dijital yayınların ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte paralı televizyon (pay-TV), isteğe bağlı video filmler(VOD - video on-demand), ve izlenen film başına ödeme(PPV - pay per view), hatta belirli alıcılara doğrudan mesaj gönderme gibi uygulamalar da birden yaygınlık kazanarak bu eğilimin önünü açmıştır.

Dünyada kullanılan şifre sistemleri

Dünyada ilk şifreli paralı TV yayını 1986 yılında ABD’deki HBO (analog) kanalı tarafından yapılmış ardından hemen yaygınlaştırılımıştır. O sırada “premium” denilen çok özel kalitedeki yayıınlar için yapılan bu şifrelendirmede eşleme sinyali kaydırılarak görüntü sadece bulanıklaştırılmakla yetinilmekte idi. VideoCipher I, II, II+ II RS olarak adlandırılan bu versiyonlar çok başarılı olmadı ve kısa sürede kullanımdan kalktı. Oak Orion (Kanada) Leitch(ABD), B-MAC, D2MAC Eurocrypt(iskandinav ülkeleri), ve Viewguard eskiden kullanılan diğer şifre sistemleridir. Halen ABD’de Bell ExpressVu, ve Dish Network, Nagravision kullanıyor. StarChoice ise DigiCipher 2.

Avrupa ve ABD uydularında yeralan yayınların yarıdan fazlası şifrelidir. Bunun nedeni hepsinin paralı yayın olması değil. Örneğin bir ülkede kablodan ve yerel olarak şifresiz yayın yapan bir kanalın yayınladığı içeriklerin sahibi firma ile imzaladığı sözleşmeye göre aldığı yayın hakkı sadece belirli bir ülke bölge veya coğrafyaya ilişkindir. Diğer bölgelerdeki izleyicilere ayni içerik muhtemelen bir başka dağıtıcı kanal vasıtasıyle satılacaktır. Ancak eğer ilk firma bunu uydudan şifresiz yayınlarsa yayını alabilen çok sayıdaki bölgenin izleyicisi yayını (teorik olarak) izlemiş olacağından malın değeri düşer. Bu nedenle sözleşmeye uydudan açık olarak yayınlamasını engelleyen bir madde ve yaptırım da koyar. Sözleşmedeki bu madde yüzünden yayıncı çoğu zaman uyduya çıktığında yayını şifrelemek zorunda kalır.

Öte yandan uydudan şifreli olarak yapılan paralı yayınların daima bir “yayın indirme hakkı” bölgesi vardır. Yani bir uydu yayını teknik olarak birçok ülkeden birden kolayca alınabilmesine karşın yayının bir ülkede resmen halka satılabilmesi için o ülkenin yetkili kurumundan(telekom kurulu) resmen izin alınması gerekir. Yayıncı lisans vergisi ödeyerek resmen böyle bir hakkı kazandığı ülkeler dışındaki halklara yayınını satamaz. Örneğin halen avrupanın en büyük paralı yayın platformu durumunda olan Sky Digital’in yayınlarına İngiltere dışından abone olmak resmen mümkün değildir. Abone olurken daima ülkede yayını alacak cihazın bulunacağı bir adresin gösterilmesi gerekmektedir. Kartı ülke dışına çıkarmak ve satmak yasal olarak mümkün değildir.
Bir kişi eğer kendi ülkesinde yayın indirme hakkı olmayan bir yayıncının yayınına para ödeyerek abone olursa o abonenin veya yayıncının birbirlerine karşı haklarının korunması mümkün olmaz. Beş yıl kadar önce Rus paralı yayın şirketi NTV’nin abone kartını satın alan bir Arap müşteri, NTV’nin uydu yayınlarının ayak izini daraltan bir teknik ayarlama yapması üzerine abone olduğu yayınları alamaz hale gelir. Müşteri, bunun üzerine haklarının zayi olduğu iddiasıyla NTV şirketini dava eder. Mahkeme ise, hem yayın indirme hakkı olmayan bir ülkeye abonelik sattığı için NTV şirketini hem de hakkı olmayan bir yayına abone olduğu için Arap müşterisini suçlu bulur.

Aynı nedenlerle yayıncı yayın indirme hakkı olmayan bir ülkede korsan olarak yayınlarının izlendiği gerekçesiyle yasal bir girişimi başlatamaz. Bir ülkenin resmi makamları da o ülkede resmen yayıncı olarak tanımadığı bir kuruluşun yayınlarının korsan izlenmesine ilişkin olarak hukuki girişim yapamaz. Yine de yayının konusu içeriğin o ülkede yayın hakkına sahip olan kuruluş(eğer varsa) haklarının zayi olduğu gerekçesiyle girişimde bulunabilir. Ancak AB üyeliğimizin gerçekleşmesinden itibaren bu konulara ilişkin yasal zeminler tümüyle değişecek, bizde de tüm avrupa çapında geçerli olan kurallar işlemeye başlayacaktır. .



ITU-R tarafından önerilen koşullu erişim(CA) sistemi konfigürasyonu Yayıncıların, yayınları sadece belirli abonelerin izleyebilmesini sağlamak için avrupa’da kullandıkları sistemin ismi Koşullu Erişim(CA, Conditional access) sistemidir. Bu iş yayınların şifreli yapılmasıyla sağlanır. Şifrelenen programların alıcı tarafta izlenmek üzere açılabilmesi için de şifreyi çözen bir sistem bulunuyor.

Avrupa’da yayıncıların halen kullandıkları DVB için herbiri lisanslı aşağıdaki farklı şifre sistemleri bulunuyor:
Betacrypt, AccessGate, BISS (Basic Interoperable Scrambling System) mode 0, 1 ve E, Codicrypt, Conax, Cryptoworks, Digicipher, Irdeto, MDS, Nagravision, NDS VideoGuard, PowerVU, RAS (Remote Authorisation System) mode 1 ve 2, Seca Mediaguard, Viaccess, Wegener...
Bu şifre sistemlerinden BISS, MDS, RAS, Power Vu gibi bazılarının doğrudan evlere yayıncılık(DTH) uygulaması pek yoktur. Bunları genellikle şirketler, kablo sistemleri ve yayıncılar arası profesyonel aktarım uygulamalarında kullanılırlar.

Koşullu erişim sisteminin nasıl kullanıldığını anlamak için önce şifrelenen veriye bakmalıyız. Her programın verileri ses, görüntü ve yazı gibi farklı elemanlardan oluşur. Dijital televizyonda bu elemanlar MPEG-2 codec’i kullanılarak dijital forma dönüştürülürler. Her programa ait bu MPEG-2 verileri birçok pakete ayrılır. Bu paketlerin toplamından oluşan diziye ise Paketlenmiş Temel Dizi(PES, Packetized elementary stream) denmektedir. Paketlenmiş Temel Dizi’de(PES) tek programa ait ses, ve görüntü bilgilerinin dışında, ses ve görüntü bilgilerinin eşlenmesi için gereken bilgiler, Koşullu Erişim bilgileri, koşullu erişim kontrol bilgileri, Elektronik Yayın Rehberi(EPG) bilgileri, Yayın bilgisi(SI) gibi bilgiler de yeralır. Sistem Bilgisi(SI) alıcının fonksiyonları bakımından gereklidir ve mesela EPG gibi fonksiyonların kullanılabilmesine izin verir. EPG kullanıcıya yayın akış bilgilerini, ve programların içerik açıklamalarını veren bir kullanıcı arayüzüdür. Uydu Alıcısı SI bilgilerini yayınları iki gruba ayırmakta kullanır. Programa Özel Bilgiler(PSI), Yayın Bilgileri(SI). Sonra her kategori için ayrı tablolar olur.

Programa Özel Bilgilere ait şu tablolar bulunur; PAT, PMT, CAT;
• Program İlişki Tablosu(PAT) – Program Yerleşim Tablosu(PMT) ile ilgili her paketin PID’i ile program numarası arasındaki ilişkiyi oluşturur.
• Program Yerleşim Tablosu (PMT) – Şifrelenme ve Lisans Kontrol Bilgilerine(ECM) ilişkin tüm PID bilgilerini içerir.
• Koşullu Erişim Tablosu (CAT) – Bir veya daha çok şifre sistemine ilişkin Lisans Denetim Bilgilerini(EMM) taşıyan her paketin PID’lerini gösterir.

Yayın Bilgilerine ilişkin de şu tablolar bulunur. Esas tablolar NIT, SDT, EIT, TOT ve TDT. Ayrıca, opsiyonel olarak BAT, RST ve ST;
• Yayın Bilgi Tablosu (NIT, Network Information Table) – İlgili yayın buketinde yeralan ya da aynı yayın noktasından yayını gerçekleştirilmekte olan tüm program kanallarının frekansları, sembol hızları ve FEC değerleri dahil tüm bilgilerini içerir.
• Yayın Tanımlama Tablosu(SDT, Service Description Table) – Aynı noktadan gerçekleştirilmekte olan her yayına ya da programa ilişkin tüm program isimleri ve diğer parametrelerinin listesidir.
• Olay Bilgi Tablosu(EIT, Event Information Table) – Mevcut yayın akışında yeralan tüm olay bilgileri yeralır. Olay isimleri 64 karakterden uzun olmaz. Zaman hassasiyeti 10sn içinde kalmalıdır. İstenirse ayrıca yayınlanmakta olan başka bir kanala ilişkin bilgiler de eklenebilir.
• Saat Farkı Tablosu(TOT, Time Offset Table) – Genellikle kullanılan saat biriminin GMT ile olan saat farkı yeralır. Her aktarım
• Gün ve Saat Tablosu(TDT, Time and Date Table) – Elektronik Yayın Rehberinin(EPG) yayın saat bilgileri ile alıcı cihazın iç saatini birbirine eşlemekte kullanılır.

Ayrıca opsiyonel olarak sistem blgileri içinde yeralabilen şu tablolar vardır.
• Buket İlişkilendirme Tablosu(BAT, Bouquet Association Table) – Ayni kategorideki (örneğin Haber, Spor, Film gibi) programlara ilişkin bilgiler yer alır.
• Şimdiki durum Tablosu(RST - Running Status Table) – Bir veya daha çok güncel olayı tanımlar, ve yayın süresince periyodik olarak tekrarlanır.
• Tıkıştırma Tablosu (ST, Stuffing Table) – güncelliği geçen tabloları silmekte kullanılır.
Her programa ait PES daha sonra başka programlara ait verilerle birlikte çoklanarak yeni bir dizi oluştururlar. Birçok programın verisinden oluşan bu çoklanmış dizi daha sonra aktarılmak üzere 188-byte ya da 1504 bit’lik küçük paketlere ayrılır. İlave 4 byte başlık(header) bilgileri için, ve 16 byte da Reed Solomon hata düzeltme sistemi için kullanılır. Böylece her transport paketinin toplam uzunluğu 204 byte olur. Paket başlık(header) bilgileri için tahsis edilen 4 byte şunlardan oluşur:
• İlk kısım (8 bit) her paketin başlangıcını tanımlar.
• İkinci kısım (bir bit) aktarım hata göstergesidir.
• Üçüncü kısım (bir bit) yük birimi başlangıç göstergesidir.
• Dördüncü kısım (bir bit) aktarım öncelik göstergesidir.
• Beşinci kısım (13 bit) program tanımlayıcısıdır.
• Altıncı kısım (2 bit) aktarım şifreleme kontroludur.
• Yedinci kısım (2 bit) uyarlama alanı kontroludur.
• Sekizinci kısım (4 bit) her PES arasındaki süreklilik sayacıdır.

Bu noktada oluşan diziye DVB MPEG-2 “Aktarım Dizisi” (TS, Transport Stream) denir. Şifreleme(CA) servisi verileri ister PES ister TS düzeyinde iken yapılabilir.

Yayının alındığı tarafta bulunan cihaz (STB) koşullu erişim sistemiyle şifrelenmiş verileri çözmek ve MPEG-2 ile sıkıştırılmış verileri açmakla görevlidir. Aşağıda Şekil-1’de tipik bir alıcı cihazın blok şeması görünmektedir. Koşullu erişim konusu ile ilgili kısımları sarı renkle gösterilmiştir. CA ile gösterilmiş kısım bir CAM(Koşullu Erişim Modülü) veya bu amaçla alıcı cihazın içine yerleştirilmiş(embedded) devreler ya da standart şifre çözücü devrelerden biri olabilir.



Koşullu erişim ile ilgili devreler sarı renkle gösterilmiştir.

Alıcı cihazın Tuner kısmı gelen sinyali alır, demodüle eder(taşıyıcının üzerinden indirir) ve çıkan verileri aktarım dizisini(transport stream) üreten devreye gönderir. Burada birçok bilgi paketinden oluşan bir aktarım dizisi yeniden oluşturulur. Her paketteki başlıkta(header) bir Paket Tanıtma Bilgisi(PID, Packet Identification Data) de bulunmaktadır. PID değeri hex 1 olan tüm paketler şifresizdirler ve demux(çoğullama ayırma) işlemcisinde koşullu erişim tablosunu(CAT) üretmekte kullanılırlar. Bu tablo Lisans Denetim Bilgileri(EMM, Entitlement Management Messages) içeren tüm aktarım paketlerinin PID değerlerini tanır. Demux işlemcisi şifresiz olan paketlere ait Program Yerleşim Tablosunu(PMT, Program Map Table) da hazırlar ve sözkonusu programa ait aktarım dizisinin tüm PID değerlerini verir. Programla ilgili özel veriler de bu tabloya dahil edilir. Örneğin, Lisans Kontrol bilgilerini(ECM, Entitlement Control Message) içeren paketin PID bilgileri. Bu iki mesajın(EMM ve ECM) içerdiği bilgiler şifreli program materyalinin şifresinin çözülmesinde elzemdirler.

Program Yerleşim Tablosunda(PMT, Program Map Table) belirtilen özel tablolarda ve koşullu erişim tablosu (CAT, Conditional Access Table) içinde hangi yöntemin kullanıldığı, ve şifre çözümü için gerekli bilgiler verilir. Koşullu erişim standardının içinde ayrıca bir de Ortak Şifreleme Algoritması(CSA, Common Scrambling Algorithm) belirlenmiştir. Yayıncılar bu ortak algoritmayı kullanarak kullanıcılar için pratik çözümler üretebilir. Çözülmesi daha zor bir sistem isteyen yayıncılar kendi özel şifre sistemlerini de ekleyebilirler.

Standarda göre temel iki yol bulunmaktadır;
 
SimulCrypt: Bu sistem aynı şifreleme algoritması kullanan ancak değişik koşullu erişim yöntemleri seçen farklı yayıncıların aynı transport sisteminden yararlanmalarına izin verir. Bu yayıncılar aralarında anlaşarak hepsinin koşullu erişim sistemlerine uygun ortak bir transport dizisi içinde herbiri kendi şifrelenmiş sinyalini gönderir. Avantajları dekoder’i etkilememesi, ayrıntılı bir şartname gerektirmemesi ve teknik olarak basit olmasıdır. Dezavantajı ise yayıncılar arasında ticari anlaşmalar gerektirmesi ve korsanlar açısından güvenliği en zayıf sistem üzerinden kırılabilirliğinin bulunması.

MultiCrypt: Bu sistemde ise, koşullu erişim ve şifre çözümü ile ilgili bütün fonksiyonlar bilgisayarların(notebook’lardaki) PCMCIA slotlarına uyumlu şekilde üretilen bir modül ile gerçekleştirilir. Transport dizisinin önce bu modülde şifresi çözülür, daha sonra MPEG-2 çözücüye gönderilir. Modüllerin takıldığı PCMCIA konnektörü standart bir Ortak Arayüze(CI, Common Interface) sahiptir. Bu devre alıcı cihazın mikroişlemcisinin veriyolu üzerinden alıcı ile veri alışverişi sağlar. Alıcı cihazlarda genelde iki adet CI yuvası bulunması halen artık bir tür standart olmuştur. Bu sistemin avantajları sürüm dolayısıyla dekoder maliyetlerinin düşmesi, dekoderin TV içine de konulabilmesi, Koşullu Erişim sisteminin zamanla geliştirilebilmesine imkan vermesi, ve kullanılan Ortak Arayüz’ün diğer uygulamalar için de kullanılabilmesidir. Dezavantajı sadece koşullu erişim modülü(CAM) maliyetleridir.